Radyasyon, dalga parçacıkları şeklinde veya foton adı verilen enerji paketleri aracılığıyla yayılan enerji türüdür. Radyasyon, 20. yüzyılda keşfedilmiş olmasına rağmen, dünyada varlığı oldukça uzun bir geçmişe sahiptir. Ancak ilk zamanlarda insanoğluna yaptığı etki ile günümüzde yaptığı etki birbirinden oldukça farklıdır. Teknolojik gelişmeler ve hızla sanayileşme, üzerimizdeki radyasyonun etkisini yadsınamayacak derecede artırmıştır.

Gündelik yaşantımızda teknolojik nimetlerin sunduğu yararların yanı sıra zararları da mevcuttur. Teknolojiyi özellikle gençlerimizin bilinçsiz bir şekilde kullanması, olumsuzlukları artırmaktadır. Biz insanlar, hiç farkına dahi varmadan gün içerisinde oldukça fazla radyasyon ile iç içe yaşamaktayız. Radyasyon, hastalığımıza çare ararken dahi olumsuz etkileri ile hayatımızda yer almaktadır; hastanelerde çektirdiğimiz röntgenler, radyoterapi yanı sıra gündelik yaşantımızda kullandığımız mikrodalga fırınlar, saç kurutma makineleri, cep telefonları ve elektrikli tıraş makineleri bunlar arasında yer almaktadır.

Evet, evde kullandığımız LCD, LED, Plazma ve tüplü televizyonlar radyasyon yayabilir. Ancak yaydıkları radyasyonu nükleer santralin yaydığı radyasyon ile karıştırmamak gerekmektedir. Televizyonların yaydığı radyasyon, genellikle elektromanyetik radyasyon olarak adlandırılır ve bu tür radyasyon, iyonize olmayan radyasyon kategorisinde yer alır. Bu nedenle, televizyonlardan yayılan radyasyonun sağlığımız üzerindeki etkisi, nükleer radyasyon kadar ciddi değildir.

Radyasyondan korunmak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:

Ek olarak, radyasyondan korunmak için bazı genel öneriler de şunlardır:

Sonuç olarak, televizyonlar ve diğer elektronik cihazlar belirli bir düzeyde radyasyon yayabilir, ancak bu radyasyon genellikle düşük seviyelidir ve basit önlemlerle etkileri minimize edilebilir. Teknolojiyi bilinçli ve dikkatli kullanarak hem faydalarından yararlanabilir hem de potansiyel zararlarından korunabiliriz.